- yapı yeri
- строительная площадка, стройка
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
MEBNA — Temel. Yapı yeri. * Üss ül esas. Asıl ve esas … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mustafa Pultar — Prof. Dr. Mustafa Pultar Born March 1, 1940(1940 03 01) Istanbul, Turkey Residence Istanbul Nationality Turkish Citizenship Turkish … Wikipedia
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
Allianoi — is an ancient spa settlement (dating predominantly from the Roman Empire period, 2nd century A.D.) situated near Bergama (ancient Pergamon) in Turkey s İzmir Province. The site is located 18 kilometers to the northeast of Bergama, on the road to… … Wikipedia
altyapı — is. 1) Bir yerleşim yeri veya bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik vb. tesisatın tümü 2) Bireyin edindiği bilgi ve deneyim Türk romanı kendini belirleyen altyapı kurumlarının dışında, onlardan ileri bir aşamadadır. S. İleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ambar — is., Far. anbār 1) Genellikle tahıl saklanan yer Asker ambarlarında buğday var. H. E. Adıvar 2) Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer 3) Geminin yük koymaya ayrılmış yeri Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
döşemek — i 1) Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak 2) Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik. 3) Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köprü — is. 1) Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı. O. S … Çağatay Osmanlı Sözlük
labirent — is., Fr. labyrinthe 1) Çıkış yeri kolay bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı Bu labirentte yolumu kaybedip gitmem işten değildi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. İçinden çıkılması güç veya imkânsız durum, sorun … Çağatay Osmanlı Sözlük